CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben, “Ne oldu Erdoğan, bağırıp çağırıyordun dün. ‘Akşam gel’ dedim, süt dökmüş kediye döndün. Kimmiş korkak, Erdoğan” dedi.
CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün Tokat’ta vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmadan kısımlar içeren bir görüntüyü toplumsal medya hesabında yayınladı.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da CHP’nin paylaşımını, “Ne oldu Erdoğan, bağırıp çağırıyordun dün. ‘Akşam gel’ dedim, süt dökmüş kediye döndün. Kimmiş korkak, Erdoğan” bildirisiyle alıntıladı.
CHP’nin paylaştığı görüntüde, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben Tokat’ta söylediği şu kelamlara yer verildi.
“YÜREĞİN VARSA GELİRSİN KARŞIMA”
“Bütün demokrasilerde iktidar ve muhalefet partilerinin genel liderleri bir arada televizyonlara çıkarlar. Evvelden de böyleydi. Merhum Ecevit, Turgut Özal, Süleyman Demirel çıkarlardı birlikte, uygar beşerler üzere oturur, gazeteciler soru sorar, bunlar da yanıt verirlerdi. Artık benden kaçıyor, çıkmıyor karşıma. Dün Osmaniye’den meydan okudum, artık Tokat’tan, esnafın ortasından, vatandaşın huzurunda tekrar Erdoğan’a meydan okuyorum. Yüreğin varsa, cüretin varsa, hesap verilecek hiçbir şeyin yoksa gelirsin karşıma. Devletin bütün imkanları önünde. Devletin bütün imkanları elinde. İstiyorsan bakanlarını al. İstiyorsan danışmanlarını al. Dilek edersen promterını al. Vallahi de billahi de tek başıma çıkacağım tek başıma.
“VERİLMEYECEK HESABIMIZ YOKTUR”
Dün söyledim; ‘Akşam bekliyorum, hangi televizyonda istiyorsan. Senin dünya kadar yandaş televizyonun var, o televizyonlara çıkalım.’ Lakin karşıma çıkmaya yürek edemiyor. Bulmuş AK Parti milletvekillerini, bana oradan meydan okuyor. Sen kim, meydan okumak kim. Meydan okuyorsan çık karşıma çık. Yiğitler üzere, aslanlar üzere ‘Çıkacağım’ diyeceksin, o vakit ben diyeceğim ki ‘Helal olsun, demek ki karşıma çıkabiliyor’. Sen orduyla gel, orduyla. Senin bir sürü adamın var bu türlü. Bir sürü beslemen var senin. Bir sürü oligarkın var senin. Onlarla da gel, hiç korkmam. Hiç korkmam, verilmeyecek hesabımız yoktur. Şayet bir hesap verilecekse ben hesabı milletime veririm, o kadar.” (ANKA)