Yapılan bilimsel araştırma kapsamında, gönüllü katılımcıların hem daha kısa süreli hafızayı gösteren “çalışma” belleği hem de uzun süreli hafızalarına yönelik testler yapıldı. Bunun sonucu araştırmaya katılanların kelime ezberleme oyunlarında daha yüksek performans gösterdiği tespit edildi.
Bu sonuçların insanların gündelik hayatı konusunda tam olarak ne anlama geldiği henüz net olmasa da bu tarz yöntemlerin yaşı ileri olanların hafızalarındaki zayıflamanın hafifletilmesi, bazı hastalıkların tedavisi ve sınavlara daha rahat hazırlanılması gibi alanlarda kullanılabileceği belirtiliyor.
Boston Üniversitesi’nden Dr. Robert Reinhart, beyne uyarıcı gönderme tekniğini “beynin bazı bölümlerini izole etme ya da değiştirmekten tamamen farklı bir yaklaşım ve potansiyel tedavi yöntemlerinin doğmasına neden olan yepyeni bir alan” olarak tanımladı.
Araştırmaya katılanların başlarına üzerinde elektrotlar bulunan bir başlık takıldı. Daha sonra kontrollü bir şekilde insana hafif bir kaşıntı veya karıncalanma gibi bir his veren elektrik akımları verildi. Böylece beynin hedeflenen bölgelerinde beyin dalgalarının istenilen şekilde değiştirilmesi sağlandı.
Araştırmaya katılanlara üst üste dört gün 20’şer dakika uyarıcı verildi. Çalışmalar boyunca katılımcılardan kelime listeleri ezberlemeleri ve bir ay sonra listeleri ezbere söylemeleri istendi.
Dr. Reinhart, bu tarz bir tedavinin “en az bir ay boyunca belirli hafıza iyileştirmelerine yol açabileceğini” aktardı.
Sonuçları Nature Neuroscience dergisinde yayımlanan bu araştırmanın sonuçları, çalışmanın başında hafıza oyunlarında en çok zorlanan katılımcıların çalışmaların tamamlanmasının ardından en yüksek performans gösterenler olduğunu ortaya koydu.
HAFIZA NASIL ÇALIŞIR?
Gönderilen elektrik sinyalleri, gönderildiği bölgelerde beyin dalgası olarak bilinen beynin çalışma ritmini değiştirdi.
Bilim insanları, dört doz olarak verilen uyarıcıların bu çalışma düzenini güçlendirdiğini ve bunun sonucunda da beynin bu duruma uyum sağlayarak kendini yeniden düzenlemesiyle hafızada iyileşmeler görüldüğünü düşünüyor.
Dr. Reinhart, “Bu aslında, kendi kendiyle konuşan ve elektriksel uyarıcılarla kendisiyle iletişim kuran beyninin kullandığı dile bağlanmak gibi bir durum” dedi.
Ancak, farklı hafıza bölümlerini güçlendirmek için farklı uyarıcıların kullanılması gerekiyor:
- Çalışma hafızası, şu anla ilgili ve kısa vadeli. Ders sırasında not almak gibi, şu ana dair bilgileri topladığını yer. Özellikle sorun çözme ve karar verme süreçlerinde kritik rol oynuyor.
- Bunun güçlendirilmesi için beynin ön kısmında yer alan ön lobadüşük frekanslı uyarıcı gönderilmesi gerekiyor.
Uzun vadeli ise bilgi bankası olarak işlev görüyor. Okulun ilk günü ya da düğün gibi olaylar burada depolanıyor. - Bu bölümün güçlendirilmesi için ise yan loba yüksek frekanslı uyarıcı verilmesi gerekiyor.
- Çalışmanın başında verilen kelime listelerinin hatırlanması uzun vadeli hafızayı, bir ay sonrası hatırlanması ise çalışma hafızasını çalıştırıyor.
- Çalışmaya katılan 150 kişinin de ağlık durumunun iyi olduğu, herhangi bir bilişsel sorunlarının olmadığı ve yaşlarının da 65 ile 88 arasında olduğu belirtildi.
Yaşla birlikte insanlar daha unutkan hale gelebiliyor. Bununla birlikte bu tarz bir uyarıcı tedavinin uygulanmasının kelime oyunlarının ötesinde, gerçek hayatta beynin yaşlanması karşısında ne kadar etkili olacağı henüz bilinmiyor.
Alzheimer’s gibi hafıza kaybına yol açan rahatsızlıklar, beyin hücrelerinin ölmesinden kaynaklanıyor.
Bilim insanlarının, bu teknolojinin halen canlı olan beyin hücrelerinin uyarılmasıyla Alzheimer’s, şizofreni ve obsesif kompülsif kişilik bozukluğu gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılıp kullanılamayacağında dair çalışmaları devam ediyor.
İngiltere’de bulunan Alzheimer’s araştırma kuruluşu Alzheimer’s Research UK’in Araştırma Direktörü Dr. Susan Kohlhaas, “Beyne uyarıcı yollama tekniklerinin hafıza kaybı yaşayan kişilere yardımcı olma potansiyeli olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak bu konuyla ilgili çalışmalar sürüyor” dedi.
Şu aşamada belli hastalıklar için kullanılan farklı bir uyarıcı gönderme tekniği ancak araştırma laboratuvarlarında yapılabiliyor.
Bilim insanları bu tekniğin yaygın olarak kullanılması için daha vakit olduğu görüşünde.
Ancak araştırmacı Shrey Grover, ileride bu yöntemin bulmaca çözmek ya da Sudoku oynamak için gibi daha geleneksel yaklaşımlarla birlikte kullanılabileceği konusunda iyimser.
Grover, “İnsanları bilişsel olarak besleyen her türlü çabanın olumlu sonuçları var. Araştırmaya konu olan bu yöntem belki bir gün halihazırda yapılmakta olanlara eklemlenebilir” dedi.