Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek’in sancılı bir devirden geçtiğini belirterek, “Zaman vakit savaş söylentilerinin dahi dillendirildiğine şahitlik ediyoruz. Sizler, bu işin mihraplarından, minberlerinden tüm Bosnalı Müslümanlara hitap eden ulemasınız. Hasebiyle yükünüz ağır. Bir şeyi sağlamanız lazım: Bir olacağız, iri olacağız, canlı olacağız, kardeş olacağız, Müslüman olarak Bosna Hersekli olmaya mecbur olduğumuzu unutmayacağız.” dedi.
Erdoğan, Kovaçi Şehitliği’nin akabinde Bosna Hersek İslam Birliği (Riyaset) yeni binasını ziyaret etti.
Burada davetlilere hitap eden Erdoğan, Aliya İzetbegoviç’ten sonra din adamlarına hitap eden ikinci Cumhurbaşkanı olduğu için memnunluk duyduğunu lisana getirdi.
Erdoğan, Türkiye’nin katkılarıyla tamamlanan idari binanın Müslümanlara iyi olmasını dileyerek, “Riyaset, 140 yıllık tarihinde birinci sefer kendine ilişkin bir yönetim binasına kavuştu. Daha evvel diğer kurumlara ilişkin binalarda dağınık halde bulunan İslam Birliği tek çatı altında toplanmış oldu. Bu sembolik adımın yapacağınız hizmetlere rahmet katmasını büyük Allah’tan niyaz ediyorum. Bu vesileyle binanın üretiminde emeği geçen herkese, tüm kurumlara, personelinden mühendisine tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.
“ALİYA’NIN EMANETİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Sizler, bu değerli coğrafyada din-i mübin-i İslam’ın öğrenilmesi, öğretilmesi ve hakkıyla yaşanması için çaba göstererek son derece değerli bir vazifeyi ifa ediyorsunuz. Üstlendiğiniz bu önemli görevde Türkiye’nin her vakit yanınızda olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum. Geçmişte bu hoş topraklar maalesef soykırıma ve büyük acılara şahitlik etti. Müslümanların yok edilmesine yönelik tehdit cümleleri, meclis kürsülerinden lisana getirildi. On binlerce kardeşimizi, daha ömürlerinin baharında binlerce gençleri ve çocukları şehit verdik. Asırlardır ‘Allah-u ekber’ nidalarının eksik olmadığı bu topraklarda Ezanı Muhammedilerin susturulmasına müsaade etmedik. Şehitlerimizin mübarek kanlarıyla sulanan bu topraklar, sizin vatanınızdır, sizin yurdunuzdur.
Müslümanlar bu coğrafyanın asli ögesidir. İslam, sizler sayesinde bu topraklarda ebediyen var olacaktır. Ukrayna’da, Afganistan’da, Suriye’de, Libya’da ve dünyanın çeşitli bölgelerinde günahsızların hayatlarını kaybettiği birçok çatışmalar yaşanıyor. Bosna Hersek de sancılı bir devirden geçiyor. Vakit zaman savaş söylentilerinin dahi dillendirildiğine şahitlik ediyoruz. Sizler, bu işin mihraplarından, minberlerinden tüm Bosnalı Müslümanlara hitap eden ulemasınız. Hasebiyle yükünüz ağır. Bir şeyi sağlamanız lazım: Bir olacağız, iri olacağız, canlı olacağız, kardeş olacağız, Müslüman olarak Bosna Hersekli olmaya mecbur olduğumuzu unutmayacağız. Unutmayalım ki bizi bölmeye çalışanlar var. Parçalamaya çalışanlar var. Aliya, çabucak burada tüm şühedayla birlikte yatıyor. Aliya’nın emanetine sahip çıkacağız. Bu emanete sahip çıkmak suretiyle de Bosna Hersek’i layık olduğu yere çıkaracağız.”
“FETÖ’NÜN YER KAZANMASINA MÜSAMAHA GÖSTERMEYİN”
Bu sabah Devlet Başkanlığı Kurulu üyeleriyle bir ortaya geldiğini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Temaslarımda bu tip ayrıştırıcı, gerginliği artırıcı tehditkar telaffuzların kimseye yarar sağlamayacağını bir kere daha tabir ettim. Farklı dinlerden beşerlerle birlikte yaşadığınız bu coğrafyada İslam’ın barış ve müsamaha bildirisini en ücra köşelere kadar ulaştırmak gerekiyor. Bugün dünya İslam’ın cihanşümul prensiplerini, müsamaha ahlakını, kardeşlik hukukunu görmeye her zamankinden daha çok muhtaçtır. Unutmayalım, ‘İnnemel mu’minune ihvetun’ (Muhakkak ki Müslümanlar lakin kardeştir) Bütün Müslümanlar kardeş olduğuna nazaran, hepimiz toptan sıkı sıkıya Allah’ın ipine sarılmamız gerektiğine nazaran bunun gereklerini yerine getirmemiz lazım. Günde beş vakit namaz kıldırmakla işiniz bitmiyor. Gerinizdeki cemaate sahip olmanız lazım. Cemaat ne demek? Cem olmak. Bunları cem edecek olan sizsiniz. O denli kuru kuruya yalnızca beş vakit Allah-u ekber yetmez. İmam olduğunuzu unutmayacaksınız. Müftü olduğunuzu unutmayacaksınız. Ardınızda size uyan cemaati evelallah istikamet üzere kılacaksınız. Dini kavramları suistimal edenler İslam’a ve Müslümanlara büyük ziyanlar vermişlerdir.
Türkiye olarak DEAŞ’ten FETÖ’ye kadar din maskesi takan eli kanlı terör örgütleriyle uğraş ediyoruz. Bu şer şebekelerinin evlatlarımızı kandırmasına, onların geleceğini çalmasına müsaade vermemeliyiz. Bu noktada sizlere FETÖ’ye ve her kılığa giren FETÖ’cülere karşı daha dikkatli olmaya çağırıyorum. Bunlar bize darbe yaptılar. Bizi bulunduğumuz yerde öldürmeye kastettiler. İki polisimi şehit ettiler. İki bayan polisimizi ağır yaraladılar. Bunların bir kısmı da Yunanistan’a kaçtı. Tıpkı oyuna Bosna Hersek de gelmedi. Bosna Hersek’te de hala yapılanması bulunan FETÖ’nün civarınızda yer kazanmasına muhakkak müsamaha göstermemenizi sizden rica ediyorum. İslam’ı suistimal ederek elimizden yavrularımızı çalmalarına müsaade etmeyelim.”
“BU TOPRAKLAR EVLAD-I FATİHAN’DIR. TAYYİP EVLADIM BURALAR SİZE EMANETTİR.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Bosna Hersek ortasında geçmişten bu yana var olan dostça, samimi ve kardeşçe alakaların bundan sonraki devirlerde de artarak devam edeceğini temenni ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“2 Ekim’i ben çok önemsiyorum. Vefatından bir gece önceydi, ben de uzun bir seyahatten geliyordum. Durumunun ağır olduğunu söylediler. Saraybosna Havalimanı’na uçağı indirdik. Oradan hastaneye geçtim. Orada Bakir kardeşim de bizimleydi. Durumunun çok ağır olduğunu bana söylediler. Sahiden de öyleymiş. Sonraki Bakir dedi ki, ‘Babamın aslında şuuru kapalıydı. Fakat siz geldikten sonra şuuru açıldı.’ Kendisiyle konuşmaya başladığımız vakit şu sözleri çok çok yeterli kıymetliydi: ‘Burası, bu topraklar evlad-ı Fatihan’dır. Tayyip evladım buralar size emanettir.’ Bizler de o emaneti o günden bugüne kadar yüklendik ve yola devam ediyoruz. Sizler bizim kardeşlerimizsiniz. Bu emanete yalnızca Tayyip değil, Türkiye’de bize inanlarla bir arada, sizler, daima bir arada sahip çıkmamız lazım. Bizi bölmeye çalışacaklar. Çalışıyorlar da. İçimizden birileri çıkıp gidiyor. Benim yanımda olup da başbakan yaptığım şahıslardan bir kısmı çekip gitti. Bize bir şey yapmadılar, kendilerine yaptılar. Tıpkı şey şu anda Bakir kardeşimin yanından çekip gidenler de olmuş. Bunları da göreceğiz, bileceğiz. Bunlar sanki niçin çekip gidiyorlar? Burada birilerinin oyunları yok mu? Batı, Müslümanları bölmek, parçalamak için var. Bölecek, parçalayacak ondan sonra da yutacak. Bu işin önündeki en büyük mahzur siz olacaksınız. Bunlara bu fırsatı vermemek lazım.”
“CAMİYİ YAPTIRACAK HAYIRSEVERİMİZİ BULDUK. ARTIK YER ARIYORUZ.”
Türkiye’nin, milletinin gönlünde çok müstesna bir yere sahip olan Bosna Hersek’in her daim yanında olmayı sürdüreceğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
“Hocama da söylüyorum. Bize hızla bir yer bulun. Çünkü burada hoş bir mescide muhtaçlığımız olduğunu Bakir kardeşim ve buradaki bütün dostlar söylediler. Camiyi yaptıracak hayırseverimizi bulduk. Artık yer arıyoruz. Biz Diyanet İşleriyle muhtaçlığımız olduğunda mescitlerde para topluyoruz. Bu kadar hocanın olduğu yerde bu parayı toplayabiliriz. Camiyi yaptırmak bizden, arsayı bulmak sizden. ‘Bir 10, bir de 20 dönüm yer bulduk’ dediler. Vaktimiz dar. Bu işi çabucak halletmemiz lazım. Minareler süngü, kubbeler miğfer, mescitler kışlamız, müminler asker. Ben bu şiiri okudum diye mahpusa girdim. Medrese-i Yusufiye’de 4 ay 10 gün yattım. Uygun oldu. Oradan çıktık ve güldük. İslam Birliğinin yeni yönetim binasının bu coğrafyada yaşayan bütün fertlere bir kere daha hayırlar getirmesini diliyorum. Artık camimiz eksik. Hayırseverimizi bulduk. Kendisi de müteahhit. Güzelce bir yerde arsayı temin ederseniz hoş bir projeyle camimizi yaparız.”
Programa, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Kurulu Lideri Şefik Caferoviç, Bosna Hersek Halklar Meclisi Başkanlık Divanı Boşnak üyesi Bakir İzetbegoviç, Bosna Hersek İslam Birliği Lideri Husein Kavazovic ve Türk heyetinden üyeler de katıldı.