Seyhan Akıncı – DasDas’ta perdeler görkemli bir kadın anlatısıyla açıldı yeni sezona. Şebnem İşigüzel’in kaleme aldığı “Dünya Yerinden Oynar” oyununun yönetmen koltuğunda Mert Fırat oturuyor. Yüzyıllar öncesinin İstanbul’unda bir yalıya dünyanın farklı yerlerinden getirilmiş kadınların sadece cinsiyetleri nedeniyle gördükleri muamele, verdikleri özgürlük mücadelesi bilinç akışıyla sahnelenirken pek bir sevdiğimiz popüler şarkılara yazılmış yeni sözlerle ortaya tam anlamıyla eğlenirken düşündürten bir iş çıkmış. Peki, 21. yüzyılda kadınların özgür olması talebiyle sahnede olmak neler hissettiriyor? Oyuncular anlattı.
Gökşen Ateş: “Kadınların ortak derdine dokunmak anlamlı”
Sahneden “Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa” diyebiliyor olmak benim için çok kıymetli. İçinde olmaktan keyif aldığım, dans ve müziğin anlatılana güç kattığı oyunumuzda da yüzyıllardır değişmemiş kadına şiddet ve manipülasyonun örneklemelerini görüyoruz. Aslında kadının o güçlü, mücadeleci tarafıyla nasıl vazgeçmediğini, içlerinde kalmış özgürlüklerine, burukluklarına, haksızlıklara rağmen hâlâ dans edip, şarkı söyleyerek hayata tutunma çabalarını görüyoruz. Tüm kadınların ortak derdine dokunmak benim için derin bir anlama sahip… Umuyorum ki dünya üzerinde hangi tarafından yaralanıyor olursa olsun, zorbalığa uğramış her insan, çocuk, hayvan, doğa, kadın yok edilmeye çalışılmadan, varlıkları ve özgürlükleriyle yaşama güzellik katabilmeye devam ederler. Umarım bir gün kadının aklı, kadının gücü ve sevgisi dünyayı güzelleştirebilir özgürlüğe kavuşur.
Su Sonia: “Sahnede ve hayatta mücadeleye devam”
Beni çok iyi hissettiriyor, ancak 21. YY’da hâlâ yüzyıllar öncesinin eşitsizlikleriyle uğraşıyor olmak üzücü. Kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinin sıklıkla cezasız kalışı, kadın emeğinin değersizleştirilmesi / yok sayılması, kadın cinselliğinin bastırılması veya ahlaksızlıkla eş tutulması gibi konular ne yazık ki güncelliğini koruyor. Eşitsizlikler bitinceye kadar özgürlük taleplerimizi sahnede ve hayatta dile getirmeye devam edeceğiz.
Alara Canay: “Hâlâ çok yolumuz var”
Asırlardır özgürlüğü talep etme ihtiyacında olmak hâlâ çok yolumuz olduğunu söylüyor bize aslında. Ama bu yolda emek verip, kendimizi ifade edebildiğimiz en iyi şekilde bir şeyleri değiştirmeye çalışmak, her zaman güzel hissettiriyor.
Özge Fışkın: “Cesaret vermek adına harika fırsat”
Kadınların özgür olması, birey olması, istediği gibi bir hayat yaşayıp, kendi ayaklarının üzerinde durması hayatta en hassas olduğum konu. Ve maalesef bunlar için hâlâ mücadele etmemiz gerekiyor. Ama engelleri aşabilmek için biz kadınların sesinin gür çıkması lazım. Bu oyun sesimizi duyurmak, umut, cesaret vermek adına harika bir fırsat oldu. Bana iyi hissettirdiği gibi izleyen herkese iyi, güçlü hissettirmesini dilerim.
Rana Büyükyılmaz: “İhtiyacımız olan bir çağrı”
Çok canlı hissettiriyor, özellikle seyircinin coşkusu ve kadın seyircilerin gözlerindeki pırıltı, ne kadar içimizde kalmış ve ihtiyacımız olan bir çağrıyı dile getirdiğimizi bize kanıtlıyor. En keyifli yanı ise bunu, son 20 senenin biz kadınlara “yakıştırmadığı” şekilde yapmak, yani çılgınca eğlenerek, coşarak ve yaşayarak.
Melisa Akman: “İzah etmeye çalışmak can sıkıcı”
Kötü hissettiriyor elbette. 2022 yılında hâlâ cinsiyet eşitsizliğini izah etmeye çalışmak gerçekten can sıkıcı.
Beraberce söylemek için herkesi bekliyorlar
Özge Borak: “Özgürlük adına sahnede olmak güzel”
Tarihte Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı birçok Avrupa ülkesinden önce tanınmış olmasına karşın hâlâ özgürlük adına çaba göstermek zorunda kalmak, bunun mücadelesini veriyor olmak çok üzücü. Öte yandan birçok mühim konuyu ele alabilecek, ses çıkarabilecek ve o sesi bir yerlere ulaştırabilecek bir mesleği icra ediyor olmak da güzel. Keşke 21. YY’da hâlâ özgürlük için mücadele etmiyor olsaydık ama madem ortada bir mücadele var, o zaman bu uğurda sahnede olmak güzel.
Emine Doruk: “Meşaleyi seyirciye devrediyoruz”
Öncelikle bu yüzyılda “Kadın olmak ve yapmak istediğini yapabiliyor olmak” algısının bir lüks olması üzücü. Bir yandan da gerçekleştirebiliyor olmak müthiş bir duygu… “Dünya Yerinden Oynar” oyunumuzla da vermek istediğimiz mesaj bu aslında. Sanatın ilettiklerinin bir kolu da boğazlarda düğüm olan cümleleri herkes adına dökmek değil midir baktığınızda? Biz söylemek istediklerimizi meşaleyi seyirciye devredercesine gümbür gümbür söylüyoruz, beraber söyleyebilmek için herkesi bekliyoruz.