Kızılay gönüllülerinin ‘Karantina Penceresi’ filminin ilk gösterimi İstanbul’da yapıldı
Türk Kızılaydan yapılan açıklamaya göre, yapıtın gösterimi, Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle Balkon Film tarafından düzenlenen ve 4. Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali kapsamında gerçekleştirildi.
Filmde, salgın sürecinde evlerinden çıkamayanların ihtiyaçlarını karşılayan altı Türk Kızılay gönüllüsünün hikayesine yer veriliyor.
Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, galada yaptığı açıklamada, sinemanın insanlara ulaşmada çok uygun bir araç olduğunu dile getirdi.
Türk Kızılayın sanat faaliyetleri açısından bir geleneğe sahip olduğunu anımsatan Kınık, “Kuruluşunun ilk yıllarında açtığı sergilerle, düzenlediği konserlerle, kapsamlı etkinliklerle Kızılay bu alanda da var olduğunu hep ortaya koymuştur. Biz de bir yandan dünyanın farklı coğrafyalarında yürüttüğümüz insani yardım operasyonlarını belgesellerle tarihe not düşerken diğer yandan da tecrübelerini insanlara sanat aracılığıyla aktaran sinemacılara da destek veriyoruz.” diye konuştu.
Bu yıl 4’üncüsü gerçekleşen festivalde “iyiliğin başrolde” olduğunu belirten Kınık, “Dostluk temasıyla yola çıktık. İzleyeceğimiz film, yönetmen Ekrem Aydın ve ekibinin çok özverili çalışmasının bir sonucu. Bu film, bu işe gönlünü veren ve bu uğurda zaman zaman hayatlarını kaybeden Kızılaycıların hikayesini anlatan bir film. Bu eserin ortaya çıkmasına vesile oldukları için ekibe teşekkürlerimi sunuyorum.” ifadesini kullandı.
Filmin senarist ve yönetmenliğini üstlenen Ekrem Aydın da Kovid-19 sürecinde uzun bir karantina dönemi yaşandığını hatırlattı. Aydın sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu süreçte dışarıya açılan tek şey penceremizdi. Ben de bu süreci evimin penceresinden takip etmeye çalıştım. Sonra herkes evlerine kapanmışken sokaklarda dolaşan kırmızı yelekli gönüllüler olduğunu fark ettim. İnsanlarla balkonlardan, pencerelerden iletişim kurmaya çalışıyorlardı. Biz, herhangi bir yorum katmadan, herhangi bir kurmacaya yer vermeden belirlediğimiz gönüllüleri takip etmeye başladık, onların çalışmalarına eşlik etmeye gayret ettik. Bu süreçte şahitlik ettiğimiz çalışmaları yorumda bulunmadan perdeye yansıtmak istedik.”