CHP Küme Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
TBMM Genel Kurulu’nu inanılmaz toplantıya çağırmalarına ait açıklamada bulunan Özel, “15 tahminen 20 milletvekilinin daha toplantıya katılması akışı büsbütün değiştirebilir” dedi.
Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:
“15 TAHMİNEN 20 MİLLETVEKİLİNİN DAHA TOPLANTIYA KATILMASI AKIŞI BÜSBÜTÜN DEĞİŞTİREBİLİR
TTB’Yİ GAYE ALIYORSANIZ BU HAZIMSIZLIKTIR
Bir açıklama bir değerlendirmeyi de MHP Küme Başkanvekili Levent Bülbül’den, hüzünle okuduk. Gazi Meclis’imizi ihanete teşne olanların propaganda alanı haline getirmekle suçluyor, bizi. Bu neymiş? TTB’yi ihanetle suçluyorlar. Kendilerini yönetecek tabip odalarını ve delegelerini seçtiler. Onlar da gelip burada TTB’yi seçti ve doktorlardan inanç tazeledi. Buradan sonra tartışma bitmiştir. Bundan sonra siz hâlâ TTB’yi gaye alıyorsanız bu hazımsızlıktır. Ayrıyeten da çok önemli tutarsızlıklar var. Artık sayın Ali Muhittin Taşdoğan. Kendisi gurur duyarak TTB üyesi olduğunu yazmış. Bence yanlışsız bir şey. Ancak Levent Bülbül’ün söylediği ihanete teşne bir örgüt ise MHP’nin etkin milletvekili bunu niçin övünerek yazıyor? Sefer Aycan, ‘TTB ve tabip odalarının idarelerine milliyetçi tabipler olarak talibiz’ demişti seçimden evvel. Seçimleri kazanamayınca ‘kapatalım gitsin.’ ‘İhanet çetesi’ bilmem ne diyeceksiniz? Bu yanlışsız değil. Levent Bülbül de Özgür Özel de Devlet Bahçeli de meşruiyetini sandıktan, oydan alıyor. Meslek örgütleri de buradan alıyor. Siz seçilmişleri kendi başınıza nazaran ‘kötü’ derseniz cezalandırmaya kalkarsanız kendinizi inkar etmeye başlarsınız. Siz seçilene saygısızlık ederseniz temelinde annenizi, babanızı, çocuğunuzu, kendinizi emanet ettiğiniz, onları seçen tabiplerin sıhhat işçilerine hakaret ediyorsunuz. Bu baş ile giderse MHP, kaybedeceklerini anladılar, 2023 seçimlerinden sonra ‘parlamento kapatılsın’ da derler. Zira kaybettiği her yerin kapatılmasını istiyor, bu anlayış. Demokrasi bu türlü bir şey değil.
EY DİYANET İŞLERİ LİDERİ FUZULİ İŞLER YERİNE BU İNADINDAN VAZGEÇ
Halil Konakcı’nın Cumhuriyete yakışmayan, devlete yakışmayan, imamlık yapacağı yerde, toplumsal medya trollüğü ile bu toplumun çok kıymetli bir bölümüne, giysisine kuşamına hayat biçimine saldıran, o nefret dolu, kin dolu telaffuzları; hala onu o mescitte tutan Diyanet İşleri Lideri ve onu atayan Cumhurbaşkanı… Toplumsal medyadan açıklama yapıyor. Allah’tan öbür kimseden korkmazmış. Ne Cumhurbaşkanı ne Diyanet İşleri Başkanı’ndan… Demokrasilerde, inanç olarak Allah’tan diğerinden korkmaz; fakat sıralı amirlerin var, onlar seni denetlemekle yükümlü. Sen onlara meydan okuyorsan onlar da susuyorsa, senin cumhuriyete meydan okuyun, insanların ailelerine, çocuklarına yaptığın bu hadsiz akının ortağı oldukları içindir. Milletimiz, giysisine kuşamına çoluğunun çocuğunun başının açık olmasına üstündeki kıyafete, nefret kusan bu anlayışı o koltukta tutanları not ediyor. Notu nerede verecek? Sandıkta verecek. Diyorlar ki, Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün devlet, bütün devletteki memurlar maaşlarını alırken banka seçiyorlar. Bankalar da promosyon yapıyor. Bir rekabet ortamı var. Bu da devlet memurunun işine geliyor, ona promosyon ödeniyor. Bu düzgün bir şey. Fakat bizim Diyanet işleri Lideri bize diyor ki, ‘siz iştirak bankalarına gitmeniz lazım, olağan bankaya gidemezsiniz.’ Neden? Olağan banka faizi, olağan banka faizi de bu Meclis’teki AK Parti Kümesi, Cumhurbaşkanlığı’nın hepsi seni atayan Cumhurbaşkanı, bu faizi sistemden maaşlarını alıyorlar, lakin Diyanet almasın. Siz iştirak bankasından alın, bunlarda faiz yok, kar hissesi var lakin ne tesadüf faize denk geliyor. Oradan alacaksın deyince iştirak bankaları promosyon veremiyor. Rekabet ortamı yok. Bu türlü olunca Diyanet çalışanı o da devlet memuru lakin maaşını bunların dediği yerden alıyor, promosyon alamıyor, buna itirazları var. Ey Diyanet İşleri Lideri fuzuli işler yerine bu inadından vazgeç kardeşim.
ÖZRÜ KABAHATİNDEN BÜYÜK
Mustafa Varank, ‘gençler soruyor, hangi mesleği seçersek işsiz kalmayız, istihdam odaklı bakmayın.’ Özrü kabahatinden büyük… Diyor ki, ‘ben şunu demek istemiştim, istihdam odaklı bakmayın biz size takviye veririz, kendi işinize sahip olursunuz.’ Kardeşim kimi kandırıyorsunuz? Özrü kabahatinden büyük. Söylediğin kelam bir bireye değil, bütün gençlere, ondan isyan ettiler, ondan seni linç ettiler, ondan çıldırdılar. Küfürle karşılık veriyor. Sonra da bir sürü edep dışı bir sürü siyasi ahlaka etiğe uymayacak göndermeler, hatırlatmalar, saçmalamalar bilmem neler? AK Partililer… Hangi hatipler AK Parti için güzel? Hangi hatipler külfetli? Mesela evvelki Tarım Bakanı problemliydi. Orada konuşuyor, burada konuşuyor, orada saçmalıyor, burada saçmalıyoruz, orada hakaret, burada siyaset. Adama Sanayi Teknoloji Bakanlığı diye bir imkan çıkmış, bu vazifesi yapmak varken. Örneğin Mehmet Muş’a Ticaret Bakanlığı ile ilgili bir imkan doğdu. Tıkır tıkır yapıyor işini, bir sürü tenkitte bulunabilirim lakin siyasetin sıcak polemiklerin içine girmek yerine misyonunu yapıyor. Bir kişi dönüp laf ediyor mu? Bu devletin uçağına biniyor. Özel uçağı bir de tarifeli uçak kullanan yabancı bakanlarla da alay ediyor. Hepimizin parasıyla gidiyor. Gittiği yerde ana muhalefet başkanına, öteki muhalefet başkanlarına hakaret ediyor. Anadolu Ajansı yanında gır gır. Konuş ben Mustafa Varank’ı destekliyorum. AK Parti’de bence sözcüsü Varank olsun, biz de oturduğumuz yerden seçim kazanalım.
BALYOZLA OTOBAN GİŞELERİNE GİDECEĞİZ
Efendim ‘biz yaparız, bunlar yıkar, yıkacak.’ Açıklık getirelim. CHP iktidara geldiğinde, ne köprü ne tünel ne otoban ne yıkması yenilerini yapacağız. Elimizde balyozla neyi yıkacağız? Otobanların gişelerini gideceğiz. Allah müsaade verirse. O denli para mı olur? 10 kat fark var. Günü gelince bu türlü balyozlarla kıracağız. O gişedeki kardeşlerimi de müzelerde görevlendireceğiz”