İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 16’sı tutuklu 20 sanığın, Türkiye’de ikamet eden yabancı uyruklulara yönelik İsrail Dış İstihbarat Servisi MOSSAD ismine “uluslararası casusluk” faaliyeti yaptıkları belirtildi.
İddianamede, MOSSAD’ın ünitesi İÇOM’un, gayesindeki bireylerin bilgilerini ele geçirebilmek için sanıklarla haberleşme uygulamaları ile toplumsal medya hesapları üzerinden iş ilanları vererek temas sağladığı, sonrasında da kendilerine ilişkin 7 farklı numarayla sanıklarla bağlantıya geçtiği kaydedildi.
Sanıklarla muhakkak imajlı yahut sesli arama yapılmadığı belirtilen iddianamede, İsrail istihbarat ünitesinin, uzaktan kaynak temini ve alandaki amaçlarına yönelik araştırma, keşif, fotoğraf, görüntü doküman, takip, darp, yaralama, soygun, adam kaçırma üzere taktik bazda işler yapmayı amaçlayarak sanıklardan yararlandığı aktarıldı.
İddianamede, sanıkların, İsrail istihbaratının amaç aldığı Filistin vatandaşı ve Hamas temaslı şahısların adresleri ve imajları dahil olmak üzere saklı bilgilerini ele geçirdikleri, sonrasında da bunları İsrail istihbarat vazifelileri ile paylaştıkları belirtildi.
Sanıkların yaptıkları işler karşılığında İsrail istihbaratından bilhassa terör örgütleri tarafından kullanılan “havale”, “kripto para” ve “Western Union” sistemi üzerinden para aldıkları da iddianamede yer aldı.
Özellikle İsrail’in amacındaki şahısların toplu olarak bulundukları ve yaşadıkları yerlerin tespit edilmeye çalışıldığı belirtilen iddianamede, “Dolayısıyla bir sonraki kademede bu şahısların infaz edilmesi ve kaçırılması da dahil farklı aksiyonların gerçekleşebileceği bedellendirilmektedir. Ayrıyeten belge kapsamında yer alan MASAK raporları da incelendiğinde şüphelilerin bu faaliyetleri kapsamında menfaat temin ettikleri ve hata karşılığında da kar sağladıkları da aşikardır.” tabirleri kullanıldı.
SANIKLARA AİT DEĞERLENDİRMELER
İddianamede, sanıkların İÇOM’a ilişkin numaralarla yaptığı görüşmelere, telefonlarında yer alan görsellere ve para dekontlarına yer verildi.
İÇOM’a ilişkin çizgiler ile keşif, görüntü ve fotoğraf çalışmalarına dair görüşmeler yaptığı belirlenen sanıklardan Amal Sallamı Ep Sıala’nın savcılık sözü de iddianamede yer aldı.
Buna nazaran, kendisini Mustafa olarak tanıtan ve Almanya’da olduğunu belirten bir şahısla tanıştığını anlatan Sıala, kendisine kimi işler verip karşılığında para ödeyeceğini söylediği bu şahsa bir test görüntüsü hazırlayıp gönderdiğini kaydetti.
SÜLEYMANİYE MESCİDİ’NİN GÖRÜNTÜLERİ MOSSAD’A İLETİLDİ
İşe kabul edildiğini lakin sonrasında bu şahısla ilişkisinin kesildiğini, Samir Ferat isimli şahısla irtibat kurduğunu belirten Sıala, Ferat’ın Süleymaniye Mescidi’nin iç ve dış kısımlarının görüntüsü ile Başakşehir’de bulunan bir sitenin fotoğraflarını istediğini, kendisi hasta olduğu için görüntü ve fotoğrafları eşinin gönderdiğini, karşılığında da yaklaşık 450 dolar aldığını lisana getirdi.
Sıala, kendisinden istenilmesi üzerine iki GSM şirketinden hangisinin daha düzgün hizmet verdiğine ait rapor hazırlayarak gönderdiğini tabir ederek, periyot devir verilen vazifeleri yaparak para aldığını anlattı. MOSSAD’ın ne olduğunu bilmediğini öne süren Sıala, kendisinden istenilen fotoğraf ve görüntüleri, para kazanmak gayesiyle çekip gönderdiğini söyledi.
Telefonunda ele geçirilen fotoğrafları casusluk maksadıyla göndermediğini argüman eden sanık Sıala, “Samir’in casusluk faaliyeti kapsamında benden bu görüntüleri istediğini düşünmüyorum, büsbütün kendi şirketi için müşterilerine Türkiye’yi daha cazip hale getirmek hedefiyle bu şekil bir talepte bulunduğunu düşünüyorum.” beyanında bulundu.
Sıala, Beylikdüzü’nde tanıştığı Ali isimli arkadaşının kendisine “Bir dükkana kahve almak için girdiğinde yanına gelen Abu Sajced isimli şahısla Arapça konuştuklarını, bu kişinin yüklü ölçüde kuru besin işine girip Orta Doğu’ya mal yollayabileceklerini, bunun içinde çok para lazım olduğunu” söylediğini belirterek, “Ben de telefonun kayıt kısmını açarak konuşmayı kaydettim. Ali, bana Abu Sajced isimli şahsın MOSSAD’a çalıştığını söyledi.” sözlerini kullandı.
SAĞLIK TAKVİYE İŞÇİSİNİN CASUSLUK FAALİYETİ
İddianamede, tutuksuz sanık Hazem Mounır Amın Elgayyar’ın sıhhat dayanak çalışanı olarak Fatih Sıhhat Müdürlüğünde çalıştığı, bilhassa son periyotta Filistin’den getirilen yaralı ve yardıma muhtaç bireylerle ilgilendiği belirtilerek, sanığın bu bireylerle ilgili topladığı bilgileri İsrail istihbaratına paylaştığı kaydedildi.
İddianamede, sanıklar Abdalla Akkad, Abdelrahman Ahmed Mahmoud Ahmed Elsobky, Abdurrahman Gabbeş, İsmi Alfunekh, Ahmed M. A. Alostaz, Ahmet Furkan Alalmış, Amal Sallamı Ep Sıala, Cemile Türk, Halid Heney, Hazem Mounır Amın Elgayyar, Hazım Abdelradı, Khalel Ibrahım Younus Basheer, Kadir Aydın, Luey Mektebi, Mahmud İzzettin, Mohamad Ahmad, Morched Sıala, Muhammed Bilik, Muhammed Ali Veys ve Muhammed Işık Derviş’in, “zincirleme halde siyasal yahut askeri casusluk” kabahatinden 18 yıl 9’ar aydan 45’şer yıla kadar mahpusla cezalandırılmaları talep edildi.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame kapsamında sanıklar, kasımda Marmara Cezaevi’nin karşısındaki duruşma salonunda hakim karşısına çıkacak.